RABBİİ
Rabbii Haber

Cehımden kaçış Cennete

CEHIMDEN KAÇIŞ, CENNETE VARIŞ
 
Bunlar hayatın ana ilkeleri, âlemleri yaratan Rabb'imiz, o âlemlere fizik, kimya, biyoloji yasaları koyduğu gibi, kâinat yasaları koyduğu gibi hem bu dünyanın cehennem olmaması ve geleceğin de, varış noktasının da cehennem olmamasının ve bu dünyanın cennet olmasının ve varacağımız yerin varış noktasının da cennet olmasının yasalarını koymuştur. Bu bu kadar basit. Şu anda fizik yasalarını insanlar istediği gibi değiştiremeyeceği gibi bu yasaları da kimse değiştiremez, kenarından geçemez, alternatif bir yasa koyamaz. Koydum oyununu oynayabilir. Çocukların oyunu neyi değiştirir ki? Büyük çocukların oyunu da bir şey değiştirmez. Allah'ın müsaade ettiği kadar, bir mühlet kadar. Öyleyse bu yasa da Rabbimiz der ki;  buyurur ki; kim taĝileşirse, azgınlaşırsa, hadsizleşirse,   tuğyanilesirse, taşkınlaşırsa,  bu ilahi yasalara riayetsizlik ederse, ruhsatsız, izinsiz iş kotarmaya kalkarsa ilahi sistem onu yakalar ve bu dünya hayatının yani yakın vadeli hayatın o albenili, aldatıcı, kısadan köşe dönme, sanal balon algıların peşine takılırsa, yani bu yasalara uyup işi yasasına göre, kitabına göre, usulüne göre yapmak yerine ülke çıkarı, birey çıkarı, şu çıkarı, bu çıkarı diye kısadan köşe dönmece. Devlet adamlarının, din adamlarının talepleri, arzuları veya onların meşrulaştırmaları diye böyle alternatif paralel yapılanmaların peşine takılırsa, bir balon, bir sanal, bir yalan, bir yanılgı, bir yanlış. Kazanıyormuş gibi olur hızlı yükselir, korkunç düşer. Bu değişmez. Belki bu süre hayat boyu bile sürebilir. Hayat dediğin nedir ki, bir insanın hayatı. Bu kozmetik alemşumul zaman dilimi yanında onun bir ehemmiyeti var mı? Er geç düşer, en nihayetinde ahir hayatında düşer.
 
 Öyleyse bu yasalara dikkat etmek gerekir. İşte bu yasalara dikkat etmeyip Rabb'e karşı taşkınlaşan, azgınlaşan, küstahlaşan, O'nun yasalarını dikkate almayan ve iç güdüsünden gelen o cazibelerle içgüdülerine göre davranan, hayvanlar gibi davranan, kısa vadeli bir tutam otun ve bu hayvanlar gibi etin ve otun peşinde giden insanlar. O hayvan için bu meşru olabilir ama o insanlar buna göre yaratılmamış. Bu düşkünlükte, zelillikte değil. Yüce donatılarla Allah tarafından özel yaratılmış. Bu onlar için bir defa onun asaletine, onuruna, seviyesine uymaz ve bunun hesabı görülür. Bunun cezasını çeker. O hayvanlar bunun faturasını ödemez ama hayvanlaşan bu donatıya rağmen, bu akla, bu zekaya, bu vahye rağmen, bu yasalara rağmen böylesine aylak ve mirasyedi takılan ne varsa tüketelim, gelsin tüketelim, daha çok tüketelim. Kısadan tüketmenin daha çok yolunu arayan, hiçbir sorumluluk almayayım tarzı. Özellikle yeni çağ neslin düştüğü şu hale bireyler veya topluluklar düşerse er geç korkunç bir düşüşle karşı karşıya kalır ki onun varacağı yer varış noktası cehiym yani cehennemin dibi. Bakın cehiym diye geçer. Cehennemin dibi. Bu dünya hayatı birer cehennem olmaya başlar.
 
 Şu anda insanların sıkıntı çektikleri birçok şeyin sebebi o ilahi yasalara uymamak, ona karşı azgınlaşmak ve iç güdüsünün şeytani vesvesenin tuzağı, esiri haline gelmek. O dünya hayatının, kısa vadeli hayatın, kısa vadeli çıkarları, esiri haline gelmek yüzündendir.
 
 Bundan dolayı toplumlar birçok felaketle yüzleşirler. Şu anda işte iklim değişimi. Buna kim sebep oluyor? Allah çok ideal bir hayat yaratmışken, kim emperyal sistemin karbon tüketimiyle vesair azgın, hesapsız, hurra tüketimi ile alakalı, hatta gelecek nesillerin geleceğini çalarak öyle bir tüketip. Bakın iklim değişiyor, seller, yangınlar, sıcaklık. Bunun daha ilerlediğini düşünün. Bir zaman sonra dünya cehennem olacaktır. Halbuki cennet olabilirdi. Bakın bunun ayak seslerini şimdiden görüyor, duyuyoruz. Daha ötesi var mı bunun? Allah bize bunu bildiriyor zaten. İşte şu Naziat / 39, 41. Ve bunun tam tersine kim Rabbin makamına karşı saygılı olursa, bak tam tersi saygısızlık yerine, eşkıyalık yerine Rabbin makamına, o ve makamın egemenliğine saygı duyarsa ve kendi nefsini, iç güdülerini o heva ya hevasını nehy ederse, yasaklarsa, kontrol ederse, iradeli, idrakli bir birey gibi, adam gibi, insan gibi davranırsa. Dünya nimetlerinden istifade etsin. Ama orda iradesiz, idraksiz bir hayvan gibi davranmasın. Bilinçli bir şekilde, dengeli bir şekilde, mutedil bir şekilde tüketsin. Ama zarar üreterek, ne pahasına olursa olsun diye değil. Hırsızlık gibi, arsızlık gibi, yolsuzluk gibi pervasızlık, azgınlık, taşkınlık bu şekilde yaparsa onun varış noktası da cennettir. Varış noktası, bir hedef nokta. Varış noktası cennettir. Bu dünya cennet olmaya başlar. Daha dünya, daha mutedil bir iklim, daha yeşil bir doğa, daha verimli bir toprak, daha üretken bir insan.
 
Çılgın, soytarı, aylak, vurdumduymaz, mirasyedi, tüketen. Şu anda bile bakın bizim neslimiz hem anne babamıza sahip çıkmaya çalıştık hem de çocuklarımıza bakıyoruz. Yeni nesil? Ebeveynine saygı bile yok doğru dürüst. Peki kendisi yeni bir aile kurmaktan uzak. Niye sorumluluk almak isterimiyor? Biz sana yardım ettik, sende düşünde sen de kendi çocuğuna. O zaman ne olacak? O. İşte kendini düşünecek. Egoist, egoist birey veya egoist toplum. Egoist toplumun karşılığı ne? ırkçılık. Egoist birey, egoist cemiyet, ırkçı.  Kendi çıkarı, ülke çıkarı ne olursa olsun. Batının çıkarı için Afrika sömürülmüş, onlar aç kalmış, Asya sömürülmüş, aç kalmış veya dünya kirletilmiş, gelecek nesiller şöyle olmuş, böyle olmuş. Adamın böyle bir kaygısı yok ki. Dolayısıyla bu cehennemin ayak sesleri. Diğer taraftan sorumlu ve kendi bireysel egosuna ve kavmi ulusal egosuna dur diyebilen burda bilinçli, vakarlı, idraklı, dengeli hareket eden bir dünya insanlığı ki bunun adı İslam'dır, İslam'dır, müslimliktir. Bu işte daha şu dünyada cennetin ayak sesleridir. Bu dünya cennete döner, Bu dünya selam olur, İslam olur. Bu dünya hayatı iman olur, emniyet olur. Selam;  Allah'ın barış projesi, selamet. Bundan daha ötesi yok. Daha alası hiç olamaz, yakınından geçemez. Ama asıl der ki bu dünya karşılıklıdır bu azap, ahiret azabı daha çetin. Bu cennet dünya karşılığı, ahiret cenneti daha âlâ.
 
 Öyleyse hülasa bizim kendimiz için, ülkemiz için, bütün insanlık için atacağımız başlık, yapacağımız mücadele Cehiymden kaçış, tuğyaniden kaçış, ruhbaniden kaçış, Rabbani olmak. Rabb'e saygılı ve ona göre dengeli. Dünyadan nasibini kesme. Ama geleceği ihmal ederek değil, geleceği de düşünerek. Çünkü bugün kısa vadeli kazanımlar gelecekte çok büyük kayıplar oluşturuyorsa o kazanç değil, kayıptır. Ama şu anda mutedil davranmak, dengeli davranmak gelecekte çok kazançlı bir hayat getiriyorsa, o şu andaki biraz tutumlu olman, kayıp değil kazancın ta kendisidir. Bunu hayvan akledemez ama biz akledebiliriz. Allah bu yeteneği vermiş. Ancak bir çok insan bu aklını ekmek peynirle yiyerek, alkolle tüketerek, uyuşturucuyla, uyuşuk, sarhoş, ayyaş, aylak, vurdumduymaz, sorumsuz bir nesil. O zaman o hayvandan daha tehlikeli. Çünkü hayvanın vereceği zarar da bir yere kadar. Çünkü diğer insansa bu zekasını, aklını zarar vermek için kullanacak. Bu defa daha büyük zararlar oluşturacak, daha büyük ifsat oluşturacak. 
 
Dolayısıyla bugünkü dünyamızın ve geleceğimizin cehiym olmaması için, cehiymden kaçış için ve cennete varış için hem şu dünyamız, hem geleceğimiz, ebedi hayatımız cennet olsun. Cenneti âlâ olsun, cenneti adn olsun. Maden cennetleri bütün imkanların madenlerinin içinde. "Ma teşa' ne dilersen öyle bir dünya. Teknolojinin âlâsı, maceranın âlâsı. Her türlü nimetin âlâsı olan bir dünya. Öyleyse şunu demek yaraşır bize; Bunu istemek, bunun mücadelesini vermek. Cehennemden kaçış, cennete varış. Hicret, cennet yolculuğu. Rabbim hepimize ve ülkemize en kısa vadede şu cehiym ortamlarından uzaklaşmayı, Rabb"imize ve cennet bir dünyaya yaklaşmayı ve ebedi ahir hayatımızın, varış noktamızın cennet olmasını nasip eylesin. Bunu dileriz.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol