RABBİİ
Rabbii Haber

Ehliyet Liyakat laiklikmi

HICABSIZLIK EHLİYET, LAİKLİK LİYAKAT MI?
 
Allah size emrediyor. Tevdi edin emaneti emanetleri ehline. Emanetleri ehline tevdi etmenizi vermenizi Allah size emreder. Ehliyet, emanet ve liyakat çok gündem edilen konulardan birisi. Herkes kendi açısından bakarak olayı değerlendirmeye çalışıyor. Ancak bizim için Allah'ın bak dediği yerden bakarak olaya bakmak icap eder. Çünkü doğrusu budur. Bir defa emanet, emin, iman, emniyet, ehil, ehil kim erbap kim, en başta bakın erbap ehil Rabb kim?  En önemli meseleleri ehline teslim ederseniz sonrakiler düzgün gider. Ama başta bir yanlış yaptınız, üğmeyi baştan yanlış düğmelediniz. Üstelik bir de düşünün yukarıdan itibaren bir numara haşa Allah, Resulleri vesair. Orada yanlış yaparsanız o şey iflah olmaz. Önce ilahlığı, rablığı ehline Allah'a tevdi. Allah'tan başka erbab, ehil olur mu? Ilahi alanda otorite anlamında, yasama anlamında, hükümet anlamında, tahkim yargı anlamında Allah'tan, meşruiyet anlamında haşa Allah'tan maadesi olabilir mi? Allah'la birlikte bile olamaz. Allah'tan başka haşa hiç de olamaz. Allah'la beraber dr olamaz. İnsanların en üstünü, en önde gelen resul bile, o makamı Allahla paylaşamaz. Bu kadar. Allah hükmünde kimseyi ortak etmez. Çünkü hüküm Allah'ın. Bu kadar. İblis de buradan hata ederek başlıyor. O hakikaten bilgin olan, donanımlı olan bu hatayla iş zıvanadan çıkıyor. Kendini de ehil görmeye başlıyor hüküm alanında. Ben ateşten yaratıldım, Ademden üsyünüm diyor, srcdeys yanaşmıyor. 
 
Sonra bir de beşeri planda ehliyet, liyakat. Allah'ın tabii ayetleri planında. Bedendeki ayetleri. Nefsimizdeki, afaktaki fizik, kimya, biyoloji, sosyoloji, coğrafya, pisik, ruhlar vesaire. Hem bedenimiz de hem de afakımızda yani çevremiz, dünya, yer altı yer üstü, sema orada da Allah'ın tabii ayetleri var. Hem de tıkır tıkır işliyor. Tıkır tıkır işleyen ayetler. Biz oradan nemalanmaya çalışıyoruz. Orada da ehil olmak. Orada da ehil olmak nasıl olur orada? Allah'ın o yarattığı yasaya uyarsan, drğilse layık değilsin. Onunla donanırsan, onu bilirsen ve ona göre hareket edersen ehilsin. Bu aynı zaman geriye dönelim. O aşkın alanda da Allah'a saygılıysan aslında işi ehline teslim etmiş oluruz. Hani  hasbünallah diyoruz ya, bu ne demek? Yani Allah bize yeter, hasbimiz ona. O ehil. Vekil o, ne güzel vekil. Bu işin ehli o. Dolayısıyla vekil olarak onu o emaneti ona tevdi ediyorsun. Zaten onda da bize imtihan vesilesiyle vermiş,  işin ehline tevdi ediyorsun. 
 
Geçenlerde gazeteci, yazar bilmem ne, isimlerini bile ağzıma almak istemiyorum. Efendim valilerin çoğunun eşi hicaplıymış. Dolayısıyla burada beyefendiler bundan rahatsız oluyorlarmış. Yani hicapsızlık ehliyet mi, yani ehliyetli olmak için hicapsız mı oomak lazım. Bir defa hicabsız, arsız bir taraftan da Allah'ın kıyafet konusundaki asgari ölçülerine riayetsizlik. Bu ehliyet olurmu? Bunlar liyakatı da laiklik diye okumuşlar. Birisi Gur'ani öbürü Latini. Hiç alakası yok. Mesela ne demek laiklik? Devlete yönetime klise karışmasın. Bizce de karışmasın. Hatta din adamları haşa Allah'ın önüne geçmesin, Allah'la iç içe olmasın. Ama buraya yansıdı ne anlamında? Allah karışmasın devlete yönetime. Haşa. Bu işin ehli Allah'tır. Ona terfi edelim dediğimiz zaman en başta karşı çıkacak düşünce nedir? Işte Allah karıştırmamak. Laiklik. Nereye karıştırmıyorsun? Sen ondan daha mı layıksın Bu işin yegane ehli Allah değil mi? Yani bu işe ehlini karıştırma. Ha niye? Çünkü o zaman onun foyası çıkacak. Aha orada ben ehilim diye caka satamıyacak. Ehil değil. O işin ehli değil. Insanları yaratan, yaşatan yönetmeye tek ehildir. Yaratan bilmez mi? Ama yaratmayan bilmez. Sineğin ondan kaptığını bile geri alamaz. Alamazsın. Sen kalkıp da Allah'ın özel yarattığı bu insanları kafana göre nasıl hayatlarına müdahale ediyor, yönetmeye kalkıyorsun.
 
Bir hekim bile bilmediği alanda kalkıp kesip biçebilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Peki sen nasıl yapıyorsun bunu? Bunlar insan. Allah'ın son model mahlukları. Allah der ki sen bu işe ehil değilsin. Dolayısıyla ben sana zaten ala açtım. Git orada ne yapıyorsan yap. Kendi rüştünü ispatla. Ama boyunu aşan alanlara girme. Peki burada ne diyor laik düşünce? Allah'ı oraya karıştırma. Kimi karıştır? Allah dışında kimi karıştırıyorsan karıştır. Her şey serbest. Haşa. Yani bunu, taşların bağlanıp, itlerin serbest bırakılması bile izahta aciz kalır. Zayıf kalır yani. Korkunç bir suç, korkunç bir aymazlık, korkunç bir yobazlık, korkunç bir gericilik. Korkunç bir bağnazlık, korkunç bir haydutluk, yetki gaspı. Dolayısıyla diyoruz ki, yani hicapsızlık, ehliyetten mi? Ehliyet mi? Veya ehil olmak mı? Veya laik düşünce liyakat mi? Haşa Hep bu arandı son kaç asırdır? Böyle bir kabus ülkeye çöktü. Imanını bozar bu arkadaşlar. Böyle bir şey olur mu? Ve daha önce de birileri söyledi. Eğer hekim hicaplıysa başörtülüyse ben ona güvenemem. Düşün. Veya hakim hicaplıysa ben onun nasıl doğru hükmedeceğine inanayım. Doğru soru bu değil. Ne demek hicaplı demek? Bir defa Allaha saygılı. İki o konuda ehil. Tıbbın Rabb'i kim? Bedeni yaratan kim? Allah. Ya onunla sözleşmiş, Ona sadakat duymaya çalışıyor. Senin Hipokrat yeminin ne kalır onun yanında? Sahtekarlık ya. Bir kişi o bedeni yaratan Allah'a sadık değilse, ona mı güveneceksin? Asıl soru tam tersine, hicapsız hekime, hicapsız hakime güvenilir mi? Sorunun doğrusu bu.Öyle değil mi Hakimler hakimi olan Allah'a saygısızlık yapıyor. En basit açıdan sembolik bi yasa hicab. Yani Allah'ın bir emri var. Asgari kıyafet şöyle olsun. Seni ben yarattım. Seni senden iyi bilirim. Bu senin menfaatinedir. Toplumun geleceğin hayrına ama orada dahi dakika bir yan çiziyor. Basit güveneceksin Ona. O zaman onun tabipliğine nasıl güveneceksin? Onun hakimliğine nasıl güveneceksin? Doğru soru bu, ama hep yanlış sorular, yanlış cevaplar. Maalesef, maalesef, maalesef. 
 
Hala efendim, valinin veya eşinin başı örtülüyse, hicaplıysa bundan rahatsızlık. El vali, kim? Allah yani yöneten, alemleri yöneten Allah, sen nesin ki? Seni yaratan Allah Alemleri, yerleri, gökleri yöneten Allah. Peki bir vali Ona, o en temel hakikate aykırı davranınca mı ehil ve liyakatli olacak? Hadi oradan Hadi oradan. Bu konuda liyakatsizse bu konuda ehil değilse hiçbir konuda ehil olamaz. Hatta beşeri bi planda ehil, ancak sadık değilse, hain olmasından  korkulmalı. Çünkü hiç bilmese daha iyi. Bildiği için ihanet ederse sadakatsizlik gösterirse, biz bunu yaşadık,  tehlike daha büyük. Keşke bilmese, o konuda ehil olmasa da, başımıza bela olmasa dersiniz. Bu beşeri planda ehil olan kişi, ilahi planda aşkın planda yaratıcıya sadık değilse sadakat göstermiyorsa ihanete açıksa ondan korkacaksın. O baş belası. Emniyetsiz, güvensiz, kime ne yapacağı belli olmaz. Kime ülkeyi satacağı? Kime insanları satacağı? Belli olmaz Öyleyse anlaşıldı mı doğru liyakat? Doğru ehliyet, liyakat diye bu kavramın üstünde tepinenler siz bu işin temelinde sıkıntılısınız. Temel sıkıntı zemin sıkıntı. Bina zaten sıkıntı. Buradan ne çıkar? Sadece onun şarlatanlığı çıkar. Ehil liyakat. Hadi oradan Hadi oradan. Sen daha dakika bir yaratana karşı emaneti ehline tevdi etmiyorsun. O hakimler hakimidir. O tabipler tabibidir Valilerin valisidir diyemiyorsun. Demediğin gibi diyenlere de sıkıntı çıkartıyorsun. Sen haydutsun, eşkıyasın. Dolayısıyla bu anlayış ve düşünce bir teröri düşüncedir. O düşüncenin mensubusun. Buna emanetler tevdi edilir mi. Hırsıza mal, gatile can teslim edilir mi. Bunlar ehil, layık, liyakatli olurmu? Bunlar ehliyet liyakat olur mu?
Emanetleri, imanınızı, emniyetinizi, geleceğinizi ehil ve liyakatli olanlara tevdi edin. Gerçek erbab Allaha ve Onun rablığına ve tabi ayetlerine saygılı ve ehil, layık olanlara teslim ediniz ki, bu gününüz ve daha önemlisi geleceğiniz aydınlık olsun. Allaha emanet olun.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol