Mabedler Allahın Politikleşemez
MABEDLER ALLAHIN, POLİTİKLEŞTİRİLEMEZ
- Ihlas, ihlas. Her şeyde bir ihlas. Yakınlarda bazı konular gündem oldu. Şu Galata köprüde tevhit bayrağına saygısızlık. Yani bu şehadeti bozar bir şeydir. Bakın şehitler var. Canını ortaya koyuyor. Daha neyini koysun? Ama buradaki ihlas kaybedilirse hassasiyet kaybedilirse Allah için olması gerektiği hassasiyeti kaybedilirse canını verdiğin şehitlik bile tehlikeye girer.
Onun için, ibadetlerimizin, kulluğumuzun, duruşumuzun hakkaniyetimizin doğru olması için bir iki noktaya değineceğiz. Ve bakın mabetler Allah'ındır. Geçen dedik ki Gudüs arzı mev'ud müslimlere değil mi? Allah'ındır. Siyoniz faşizm de, emperyalizm de, Gudüsü yönetemez. Kudüsü Allah yönetsin. Ve yine Kudüs'ün Mescidi Aksa'nın mescidi haramın temsilcisi olan şubeleri olan mescidler de Allah'ındır. Mescitler de Allah'tan başkasının ismi yad edilemez, zikredilemez. Bu bilinmesi lazım. Bu ihlası bozar, şehitliği bozar, şahitliği bozar, imanı bozar ancak Allah ve seçtikleri.
Allahın seçtikleri Gur'anda geçen Nebiler. Muhammet nebi zikrediyoruz. Ibrahim nebi zikrediyoruz. Onun dışında politik, siyasi, ideolojik ve inanç önderi niteliğinde Allah'ın tasdik etmediği Gur'anda geçmeyen, Resulullah aleyhi selamın bize beyan etmediği şahıslar camide mabette zikredilemez. Yad edilemez. Bu bilinmediği için bazı sıkıntılar çıkıyor. Hatta imamlar bile vaizler bile bu konuda yanlış ortaya koyuyor ve fitne ortaya çıkıyor. Türkiye'deki siyonizme destek çıkan, satanizme destek çıkan, faşizmi, emperyalizme, kemalizme destek çıkan bazı azgın azınlıklar Allah'ın kitabında onaylamadığı, şaibeli, hakkında şöyle veya beyle söylenti olan, sorgulanan, politik, siyasi ve ideolojik şahsiyetleri imamlara dayatıyorlar. Imamlar da cemaate dayatıyor. Bu şehitlikte olduğu gibi ibadeti bozar, sıkıntı, fitne çıkartır. Onun için ındi beşeri ideolojik politik durumları camiye mescide sokmayalım. Imamlar da buna vesile olmasın.
Ne oluyor bakın geçen birisi aynı şekilde Beşiktaş'ta Camide buna itiraz ediyor. Bu şekilde namazların ihlası gidiyor. Ancak Allah olması lazım ihlasta. Allah'ın seçtikleri olması lazım. Işte bu orada fitne çıkartıyor. Ve buna imam vesile oluyor. Onun için biz bunları bahsediyoruz. Niye? Niye? Şehitliğimiz şahitliğimiz şüpheli hala gelmesin. Imanımız nizalı hale gelmesin ve daha halis halde bir şekilde Allah'a kulluğumuzu arzedelim diye. Bunlar önemli şeyler. Bunlar ciddi şeyler. Fitneye de hal vermeden karkaşıya mahal vermeden, en azından mescitleri, mabetleri ancak Allah'a hasredelim. Allah'tan başkalarını karıştırmayalım. Öyle olursa iman Islam ve şehitlik ihlası özü gider. Allah muhafaza kabul edilmez hale gelir.
Buna aynı zamanda kraldan çok kralcı kesilen bazı savcılar da yargıçlar da, hakaret suçu diye dava açıyor, hükmediyor bu duruma itiraz eden gence . Bu tam tersine burada hakaret yok. Saygı var. Camiye saygı var, mescide saygı var, Allah'a saygı var, mabetlere saygı var. Mabetlere bile saygı olmayacaksa daha ne olsun? Asıl bunu suç konusu yapmak, mabetlere ve mabedlerin Rabbi Allaha saygısızlık ve Hakka hakikate hakaret. Onlar suçlanmalı ve dava edikmeli.
Ne dedik? Şehitler ölmez. Ümmet bölünmez. Bunda aşkın ilahi bir söz var. Ölümsüz olmaları yeryüzünde ancak Allahı hükümran kılma mücadelelerinden ve buna şehadetlerinden. Ümmet bölünmez. Filistinli'de bizim Türkistanlı da. Efendim arabdan bize ne diyenler, ama haktan yanaysa o da bizden. Batıldan yanaysa gerekirse Türk de olsa deriz ki burada dur. Ya adam ol, ya bizden uzak dur. İşte ümmet bölünmez. Şehitler ölmez. Ümmet bölünmez. Mabedlerde bu düşünce daha bi gözetilmesi icabetmez mi?
Bu hak düşünce herdem devam etmesi, kollanması lazım. Savcılar da biz sesinizi çıkarmadığınız için ne yapıyorlar? Imama da baskı yapılıyor, savcı ve yargıça da baskı yapılıyor. Kraldan çok kralcılar. Yani burası mabet buraya Allah ve seçtiklerinin dışında din adamı da olsa devlet adamı da olsa karıştırılmaz. Çünkü ihlası bozar. Benim namazım ibadetim Allah'a ulaşması için bu şüpheli şeylerin şaibeli şeylerin almaması lazım. Böyle demekten daha hakkani daha güzel ne var? Burada hakaret var mı? Tam tersine yargıçlara diyoruz ki o camilerde yalnız Allah'ın adının anılmasına müdahale dayatma, aykırı dayatmalar hem o mabede saygısızlık, Allah'a saygısızlık, hakka, hukuka saygısızlık ve hakikate hakaret demektir. Böyle burada hakaret suçu üzerinden birileri suçlanamaz. Onlar aylarca hapsedilemez ve bu tür davalar açılamaz. Tam tersine hak ve hukukun korunması lazım. Hak ve hukuka bizlerin sahip çıkması lazım. Gerçek şahitlik budur. Bu orada bu düşüncelerle can verirseniz o şehitlik gerçekten şehitliktir. Bu imandaysanız o gerçekten iman olur. Bu islamdaysanız o isabetli olur. Ama özü alınmış damarı kurutulmuş sinirleri sökülmüş bir Islam'ın Hristiyanlık'tan bugünkü siyonizmden farkı olmaz. O da bir yerde gider Faşizme dayanır. Şu faşizmi bu faşizmi. Hiçbirisi fark etmez. Biz hepsine itiraz ediyoruz. Cuma'nın ruhuna, caminin ruhuna, hak hakikatin ruhuna, Islam'ın imanın şahidlik ve şehitlik ruhuna uygun olarak.
Hatta diyoruz ki yerli turistlere bile diyoruz ki Islam'a gelin. Islam'ın özü bu. Bu biz de yoksa onları biz nereye çağıracağız? Çağıramayız. Onun için aklımızı başımıza alalım. Allah'tan ilahi herkesi kuşatıcı kurdun kuşun hakkına bile saygılı bir Islam'ı yeniden dillendirmeliyiz. Bu konuda camiler de yetersiz kaldı. Bu konuda yargıçlar bile yanlış yapar hale geldi. Hepsini turistesini de yerlisini de tekrar yeniden Islam'a barışa davet ediyoruz ki siyoni satani katliam olmasın. Biz böyle davranıp bu düşünceyi güçlendirmesek silm gider öbürü gelir. Öbürü gelir.
Ama biz Türkiye'de bu davayı savunarak Türk gibi yanlışı terk ederek haktan yana hakikatten yana bir tavır ortaya korsak inşallah hem ecnebi turistlere hem içerideki turistlere hem de bütün aleme Allah'ın Islam'ın Kur'an'ın hakkın hidayetin mesajı ulaşacaktır. Kimseye hakaret etmeden, haktan yana, hakikatten yana, hidayetten yana savunanlara selam olsun.
Rabbii dr Mars