RABBİİ
Rabbii Haber

Laiklikmi diycem

LAİKRAH VARKEN LAİKLİK Mİ DİYECEM
 
 Allah'ın dininde, düzeninde zorlama yoktur. La ikrah, zorlama, kerih de dayatma yoktur. İstisnai anlamıyla. Yani Allah dinini zoraki kabul ettirmez. Zaten bununla alakalı daha önceki ayetlerde bu bahsedilmiştir. Nebi Aleyhisselam'a Sen onlara satır değilsin denmiştir. O defter kapatılmıştır. Allah zaten zoraki İslam'ı istemiyor. Yani kimsenin İslam'ı na da Allah'ın ihtiyacı yok. Allah bir teklifte bulunuyor, bir nimet teklifinde bulunuyor. İsteyen alır, isteyen almaz. Ama gel gör ki bunlar yanlış anlaşılmıştır. Bu ayette de anlaşılan odur ki o Allah'ın dininde ettiğin Allah'ın dini mutlak doğru değildir. Onun dışında bir sürü din var, dinsiz kimse yok. Ama hak din, tek din Allah'a teslim olmak diyor ve o dinde asıl Allah diğerlerini kendi mülkünde, yarattığı bedende hayatta bile zorlamıyor iken, o eşkıyalar ilk fırsat bulduklarında Allah'a diklenirler, nankörleşirler ve Allah'ın kullarına sıkıntı yapmaya başlarlar. Allah'ın arzını Allah'ın kullarına dar etmeye başlarlar. Asıl sorun budur. Allah Teala buna değmiyor. Böyle bir şey olamaz. Zaten öncesinde de Ayetel Kürsi dediğimiz Kürsi, egemenlik, ilahi egemenlik, Allah'ın egemenliği, mutlak egemenlik ondan bahseder. Allah'ın mutlak egemen olduğu bir yerde Allah bir fırsat verdi diye hemen yan çizmek olur mu? Ama oluyor. Yakışmıyor Ama insanlar bunu yapıyor. Allah'ın kullarını zorlamayın, Allah'ın kullarına dayatmayın. Allah size müsaade etmişken, mühlet vermişken siz hakka  tahammülsüzlük etmeyin. Allah mühlet verir ama ihmal etmez. Bunlar not ediliyor, defteriniz dürülür. Aklınızı başınıza alın. Size bir fırsat verdik hemen yan çizmenin de ötesinde küstahlaşmayın. Olay bu. Hak hakikat bu. Peki vakıa? dakika bir gol  bir. Lozan anlaşmasıyla hatta gizli maddeler denir.
 
 Zafer mi hezimet mi denir? Gizli madde yoksa bile harfinden halifeliğin kaldırılmasına kadar. Bunlar maddelere yazılmamışsa bile bunlar el altından dayatılmış, böyle bir hava oluşturulmuştur. En önemlisi de laikrah dediğimiz Allah zorlamaz. Siz de Allah'ın kullarına zorlamayın. Onların dinlerini yaşamalarına, doğru istikametlerine engel olmayın, yasakçılık yapmayının karşısına hemen laiklik diye bir şey çıkarttılar. Bu yeni bir şey derler ama öyle değil. Bütün eski kavimlerde de vardı. Hatırlayın. Hatem ül Enbiya aleyhisselam zamanında o Mekke müşrikleri Allah'a inanmıyor muydu? Inanıyordu. İbrahim Aleyhisselam'a inanıyorlardı. Ama Muhammed Aleyhisselam'ın İbrahim aleyhisselam gibi getirdiği Mekke'deki devlete ve hayata müdahale eden bir anlayışa itiraz ediyorlardı. Karıştırmayın onu diyorlardı. Allah yarattı, bıraktı. İyi güzel. Yaratması iyi, yaşatması iyi ondan sonra biz bunu tepe tepe kullanalım. Zararmış,  ziyanmış bakmadan var mı öyle? Biz Allah'ın son model yaratıklarıyız. Özen bezen yaratmış. Kalkıp bunu heba etmek olur mu? İnsanlığa sığmaz, hakkaniyete sığmaz. İnsanları inim inim inletmek, onlara zulmetmek, onların geleceğini karartmak. Ama yapıyorlar. Aynen o Mekke'de olduğu gibi Fransa'dan dayatma, İngiltere'den dayatma,  bugün Amerika'dan dayatma. Önce Jakoben laiklik, şimdi Amerikancı laiklik vesair bir sürü tarzıyla. Ne demek? Bu işi biz hallederiz, Allah karışmasın. Hadi oradan. Sen kaç tane ülkeyi yarattın? Kaç tane hücreyi yaşatıyorsun da onu ben yönetirim diyorsun? Bu ükalalik nereden? Sen nereden bilirsin onun hayatiyetini, önemini ve  onun mutedil, optimal şartlarını sen nereden bileceksin? Allah'ın sana açık ettiği tıbbi alanda bile fiziki alanda bile daha bilmediklerini bile bilmiyorsun. Ne kadar bilmediğini bilmiyorsun. Öyle ya, 100 yıl öncesine göre 1000 yıl öncesine kadar diyorsun ki ne kadar cahilmişiz. Bir bin yıl sonra, bir milyon yıl sonra hakikatleri ahirette görünce ne pişmanlıklar olacak? O zaman bu iş sana bırakılabilir mi? Sen cahilsin.
En allameniz zır cahil. Hele bir de kendini alim zannediyor ise o iflah olmaz cehalet. Böyle bir şeye Allah'ın son güzide insanı teslim edilebilir mi? Edilemez. 
 
Ama laiklik ne diyor? Din yani ilahi din karışmasın. Ama onun dışındaki batıl dinlerin hepsi karışabilir.  O niye karışıyor o zaman? Resmi tarikat niye karışıyor? (Kemalizm) veya başka? Sizin işinize gelen tarikatlar niye karışıyor? Niye Allah karışmasın? Tek hak sahibi Allah değil mi? Tek ehil Allah değil mi? Yani tek ehli karıştırma. Bütün zır cahilleri  serbest bırak at koşdursunlar. Var mı böyle bir dünya? Var mı böyle bir akıl? Var mı böyle bir mantık?  Var mı böyle bir bilimsellik, bilimsellik? Var mı böyle bir insaf ve böyle bir insafa bırakılamaz? Olay ciddi. 
 
Meşhur imamlardan Gazali der ki,  bir kişi Allah'ın dini devlete karışmaz der ve bu düşünceyle Allah için hacca  gitsin, Kabe'nin dibinde ölsün ebediyen kafirdir diyor. Bakın çok mülayim imamlardan birisidir. İmamı Azam İmam Ebu Hanife dahi bunu ifade eder. Ama biz, hatta İmam Ebu Hanife'ye o zamanki imamlar bu diyorlar cok laik, yumuşak, hatta Mürcie diyorlar. Yani bu biraz kaydı diyorlar. Peki biz neredeyiz o zaman? İmam Gazali böyle diyor ve o yumuşak imamsa İmam Ebu Hanife böyle diyor ve o zayıf imamsa diğerlerine göre biz ne oluyoruz? Bakın bu imam Ebu Hanife'nin de Fıkhı Ekber dediği büyük fıkıh yani itikadi fıkıh aslolan budur. Diğerleri tali fıkıh. Onlar buna bina edilir. Bu çürük ise onlar ayakta tutamazsınız. Bu sağlamsa onlar bunun üstüne kat çıkmak olur veya tezyinat olur, güzelleme olur. Önemli olan bu. Ama öbürü yoksa bile inanın bu sizi ayakta tutar, yeter. Ama daha güzeli, daha iyi tabii. Bu mantıkla olaylara bakacağız. 
 
İhya'u Ulumiddin'de öyle yazıyorken İmam Gazali öyle derken biz de deriz ki, bu şartlarda Allah'ın huzuruna gitsek, Allah derse ülkemde ne hakim? Laiklik mi diyeceğim? Düşünün bir bakalım. Yani Allah'a karşı böyle bir tavır takınan bir anlayış. Tamam, din adamlarını ötekileştir, beni yerin dibine sok. Ama haşa Allah'a nasıl bu ukalalık, bu küstahlık? Hem de yabancı dayatması, düşman dayatması. Aslında onların da ağababaları İblisdir, şeytandır. O onlara vesvese veriyor, onlar da bize güzelleme yapıyor. Hadi bakın bu iyidir, güzeldir diye. Hatta yerine bir de eşantiyon demokrasi ekliyorlar. Yani halk kendi kendini idare etsin. Allah'ın müsaade ettiği alanlarda bizim yeteceğimiz alanlarda tamam. Ama Allah hüküm koyduysa yani Allah'ın hükmüne rağmen. Ey Allah, sen bizi yarattın ama bu işi bilemedin haşa biz senden daha iyi biliriz demenin adıdır bu. Onun süslenmiş, tuzaklanmış halidir. Tuzak, bomba. Öyleyse biz hepimiz Rabbimizin huzuruna çıkacağız. O'na her günahımız ile gidebiliriz. Çünkü der ki Rabbimiz  şu konu dışında Allah dilediğini dilediğine affeder. Ama bana böyle gelmeyin. Bu haşa Allah'ı aldatmak.  Kim ile ? Allah'ın eşiti değil ki. Hiç olmazsa aldattığın Allah'a yakın olacak da Allah'ı bıraktık, ona gittik. O da hak sahibi değil. Ne yarattı, ne yaşatıyor, ne de gelecek elinde. Tamamen bir cambaz oyunu. Sihirbazlık, büyü, kandırmaca, zorba, dayatma, emperyal anlayış, şeytani anlayış, tuğyani  anlayış. 
 
Biz Rabbimizin huzuruna böyle gidemeyiz. Bir düşünelim. Ya Rabbi derse ülkende ne hakim? Laiklik mi diyeceğiz? La ikrah dururken. Laikrah neyimize yetmedi? Allah'ın bize teklif ettiği o sistem, o İlke neyimize yetmedi de, Hubel  in yedi okundan biri olan Fransa'nın dayatması el altından İngiltere'nin o gün bugün Amerika'nın pofpoflamasıyla,  teşvikiyle evrensel değerler diye şeytanın  süsleyip püslediği bu anlayışlarla, Yarab ben sana layık görmedim veya biz ülke olarak  Sana layık görmedik de daha iyilerini bulduk, biz de ona sus pus olduk, biz de ona razı olduk. Haşa! Bu ne küstahlık! Bu anlayışla Rabbin huzuruna çıkılabilir mi? Biz değil, hiç kimse çıkamaz. O jakoben laikçiler de, azgın laikçiler de. Onlar da buna pişman olacaklar. Yapıp ettiklerinden yerin dibine girecekler. Onlara hesap gerekmeyecek. Çünkü kendi defterlerini kendileri dürecekler. Biz bunu hak ettik diyecekler. Çünkü her şey ortaya çıkacak. Ama bugün bir oyun, bir aldatmaca. Öyleyse en başta bizler yakamızı kurtaralım. Rabbimizin huzuruna  Ya Rab Ülkemizde laikrahı, Senin egemenliğini ikame edemedik ama fiilen, olmadı  kavlen, olmadı kalben biz buradaydık Yarab! Bunun mücadelesini verdik Ya Rab diye bir mazeret suna bilirsek, işte o zaman eyvAllah. Zaten Allah bizden dört dörtlük bir şey beklemiyor. Bize de taşıyamayacağımiz yükü yüklemiyor. Bizden bir takva, bir O'na yöneliş, bir yakarış istiyor bu.
 
 Öyleyse bunu elimizle, fiili mizle yapabiliyorsak, yapamıyorsak dilimizle, kavlimizle, olmadı en azından kalbimizle. La ikrah. Allah'tan başka egemen ilah tanımayız, Rab yönetici tanımayız. O'nun ilkesinin üstüne beşeri batıl ilkeleri, laikraha laiklik ilkesini dayatamayız, üstelemeyiz, Öncelemeyiz, en azından buna itiraz ederiz deriz ve bunun  mücadelesini yürütürüz. Bütün insanlığın. Bu kötü bir şey mi?  bu vicdani bir şey, bu makul bir şey, bu irfani bir şey, bu ilmi bir şey, hakkani bir şey ve işi ehline teslim etme işi. Derler ya ehil, ehil. Burada yegane ehil Allah. Zaten bize alan açmış, oyun alanı açmış bize. Küçük çocuklar bilir, çocuklar anlar. Allah'ın alanına  bulaşip da kendinizi yük altına, sorumluluk altına sokmayın deriz. Ve bütün bu anlayışı Cüm'a bilinciyle, Allah'ın huzurunda bunu zikrederek, bunu idrak ederek ve bunu öteki mahalleye de taşıyarak. Niye? En azından mazeretimz olsun Allah'a karşı? Ha o dönmeyecektir, iflah olmayacaktır. 
 
Değerli müminler ayeti kerimede Allah katında mazeretiniz olsun. Yarab! Biz ancak yaptık. Hadi geç, kulum o zaman. Bir çoğu o huzura çıkamayacak,  yüz bulamayacak. Kararmış, kızarmış, morarmış yüzler. Bugün caka satarak dolaşanlar, o gün berbat. Ölüm de yok,  ölmede  yok. Hayat da yok. Ölümde yok. Sürüngen bir yaşantıyı ebediyyen Allah muhafaza. Bakın şu anda biraz ısındı hava. Yani güneşi orada tutan kim?  Biraz götürse, buzdan donarsın, biraz yanaştırsa cehennem. Başka bir şey demeye gerek yok. Öyleyse  Ondan başka dostumuz yok. Ondan başka bizi idare edecek, bizi düzeltecek, bizim eksiklerimizi tamamlayacak, bizi geleceğe taşıyacak yok. Bunu bilelim ve buna göre davranalım.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol