GUR'ANİ OKUR YAZARLIK

Gu'ran okulu, kurani okur yazarlık seferberliği, kurani okuma yazma, Allahın ismi ile okuma, Allahın esması ile yazma, kuran okur yazarlığı, kuran okuyucusu, Kur an yazıcısı. İlk sûrede Allah Teala okumaktan bahseder ilk okuma suresi, anlama, içselleştirme, Rabbi anlama, onun vahyini anlama, onun yasasını anlama, şu hayat kitabını okuma, kendi kitabını okuma, yazılı kitabını okuma, kendi ayetlerini okuma, kitabi ayetlerini okuma, ikinci sure kalem iniş sırasına göre, kalem yazmak aslında. Yani o okuduğunu manen manasını içselleştirdiğin o vahyi, hayatı, hayata can veren ayetleri bu defa kendi hayatına, çevrene yazmak, aks ettirmek. Öyle mi? Bu manasıyla asli boyutuyla. Bir de alet metin boyut. Maddi planda da Allah'ın Gur'an harfleriyle okumak, Allah'ın Gur'an harfleriyle yazmak. Bu hem son kitabın ilk ayeti, hem ilk Resule inen ilk nebiye Âdem aleyhisselama inen ilk vazife, ona külli esmayı öğretti. Isim, esma, harf, kelime, cümle, kavramlar literatürü öğretti, yani Kurani esma Rabbi Esma. 

 

 

 

İşin anahtarı bu. Rabbimiz evvel emirde bunu emrediyor. Hatta bunu emrederken bunun muhatabı Araplar okuma yazma bilmiyor muydu? Okuma yazma bilmeyen birisi varsa Nebi aleyhi selam belki de. Fakat yanlış okuma yapıyorlardı. Yanlış yazma aslında. Rabbin ismi ile Rabbani Kurani bir okuma yap ve o şekilde yazma yap. Emrinin zımnen nehyi, başka türlü okuma yapma, başka türlü yazma yapma. O günün sanatçıları, kalem şörleri, köşe yazarları, akademisyenleri, efendim medyacıları olmaz olur mu? Şiirleri, şairleri, yani diğer kültürlere kök söndürecek kadar güçlüydü. Kur'an da o açıdan güçlü geldi zaten, onları da alt edecek şekilde. Evet, bir edebiyat güçlü mucizesi, mucizevi tarafıyla geldi. Bunu gösterdi bu bir tarafı. 

 

 

 

Ama ona rağmen, gülşen sanatsal okumalara şiirlere rağmen, onlara bu okumayı bırakın, bu tür insanları büyüleyen, aldatan, şarlatanlık olan bu tür, efendim şıh lara ve şah lara hizmet eden saray imamlığı veya diğer türlü ruhbanlık destekleyen bu tür okumaları bırakın bunlar gelip geçici medyatik sanal balon, aldatıcı şarlatanca okuma yazma. Siz hak okumaya, Kur'an'i okumaya gelin diye böyle bir davette bulundu Allah ve dolayısıyla resuller. Şu anda da aynı şey gerekiyor. Aynı okuma hem manen Kurani Rabbii Türkçe, Arapça Rabbii ve Rabbca, Rabbcı olarak Rabbani ve madden de onun Gur'anın harfi ile okumak ve onun harfi ile yazmak. İşte Kur'an'la başlatılan bu seferberlik. 

 

 

 

Bakın şu anda işte hicret ayı Eylül, Onu yirmisi ve bir eğitim Ekim sezonuna giriyoruz. Dolayısı ile bu okumak, bu okul Kur'an okulu, Kur'ani okuma yazma seferberliği, Kur'an okur yazarı, Kur'an okur yazarı olma seferberliği. Olay budur, olay budur. Bu yapılacaksa doğrusudur ve her ebeveyn de çocuğuna bununla sorumludur. Her birey kendine karşı da bununla sorumludur. Her devlet de halkına bu hizmeti götürmekle sorumludur. Bunu yapmayan aile de, topluluk ta, devletnte, birey de en temel vazifeyi yapmıyor, en temel hakkı sunmuyor demektir. Bu kadar basit. Şu anda aslolan budur. Her şey okumakla başlar. Kur'an da, vahiy de, hakka ulaşmanın yolu da, insanın gelişimi, değişimi, dönüşümü de bu şekilde. Öyleyse buna kulak verip Kur'an okuma yazma seferberliği. Acizane burası bir Kur'an okulu. Ha bu bir kısmı, kalanı için de medya olarak iletişime geçin, internet, medya, sanal dünya, dijital dünya, sosyal medya ne derseniz deyin, 'Rabbii' tıklayın, orada da hem manen Kur'ani bir okuma, o anlamı içselleştirme ve onu yaygınlaştırma, bir taraftan da madden metin olarak onun alfabesiyle okumak, yazmak. 

 

 

 

Latin alfabesiyle Türkçe oluyor da, Gur'an alfabesiyle olmuyor mu? Arapça olmuyor mu? Kürtçe olmuyor mu? Bal gibi olur. Bunun çalışmasını yaptık ve yıllardır da bunu devam ettiriyoruz. Dolayısıyla bunu salık veriyoruz. Rabbimizden de anladığımız bu. Biz bunu böyle yaparsak daha işler kolaylaşır. Diğer türlü amuda kalkarak yürümek gibi. Başka harflerle, başka esmalar ile, başka isimlerle bunu zorlaştırmak işi yokuşa sürmek olur. Onun için zaten açık açık da deklere ederek alfabe devriimi inkilabı yapıldı. Bunu açık açık da söylediler ve bunu düşman dayattı. Ülkeyi işgal eden batılı düşmanlar sadece bu ülkeye değil, civar ülkelere de bunu sevdirerek, değilse zorlayarak, dayatarak emperyal faşizan bir şekilde bunu yaptılar. Biz de o zaman, yani hani derler ya bazı siyasilere sorarız, şunlar ne derse aksini yaparız. E düşman size, şeytan size açık düşman neyi telkin ediyorsa hiçbir şey bilemiyorsanız bunun tersini yapın yani. Ama buna da gerek yok. Kuranı düz okuyun, Rabbimizi dinleyelim. O zaman işler tıkırında gider. Şu anda bu bizim için ciddi bir rota, ciddi bir yol, ciddi bir ışık, ciddi bir işaret. Buradan yol alırsak ne ala. Allah'ın üstelik bunu işin başına koyması bunun ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. Şu anda neslimizi de kendimizi de, ülkemizi de, bu insanlığı da bu çıkmazdan çıkarıp doğruya doğru sevk etmemiz, tabii ki önce kendimiz.

 

 

İşte bu bir Kur'an okurluğu ve Kur'an yazarlığı. Hatta mahallemizde bile başka tür okuyucular yazıcılar var, şu okuyucusu, şu yazıcısı yani. Biz de Gur'an okuyucusu Gur'an yazıcısı diyoruz. Veya geçtik bunu,  la dini latini bir okumak yazmakla Mevla bulunmaz, hak hakikat bulunmaz. Bu bağlamda ne tuğyani, yani ne ruhbani okumalar bizim reçetemiz olamaz. Ne İIsevi bir okuma, ne Musevi bir okuma, ne Alevi bir okuma, ne Emevi bir okuma. Doğrusu ne? Bakın doğrusu Rabbani Gur'ani bir okuma ve o şekilde yazma. Öyle bir eğitim hayel edin ki oraya başlarken Allah'ın ismi ile Bismillah diyerek başlasın. And içmesi Amentü olsun, Allah'a amentü okuyarak başlasın. İşte İkra! Bu emrin karşılığı budur. Önce bi ismi Rab sonra Rab yerine ilah, Allah geliyor. Bismillah. Bismillah oluyor. Bismillah Bismi Rab. Yani bu ilk emirden. Her şey onun üzerine bina ediliyor. Yoksa şeklen değil. Gerçi şu anda eğer eser ruhunu kaybederse şekline de itiraz edilir. Bir çok tabela Arapça diye indiriliyor. Ben de itiraz ediyorum bu Gur'anca. Hatta Selçuklu, Osmanlı'nın bin yıl kullandığı Kuran alfabesi, Kur'an Türkçesi. Sen düşmanın alfabesine alan açıyorsun, Kuran'ın alfabesine kapıları kapatıyorsun. Üstelik ecdad bunu bin yıl kullanmış. Sen daha 80 yıldır, o da işte Latini dayatma, ladini dayatma. Evet ona düşmanlık etmen gerekmez ama kendi özüne, doğrusuna hakkani olana sahip çık. Tabelalar bu şekilde neden olmasın? Görünürlük neden olmasın? Neden Kur'an'ın harfleriyle Türkçe yazılmasın, Kürtçe yazılmasın. 

 

 

 

Şu anda Kürtçe getireceğiz diyenler bile o dedesi ninesi Kuran alfabesini bilmesine rağmen Latin alfabesini getiriyor.Hadi Türkçeye itiraz ettin, anladım o zaman niye Latinceye itiraz etmiyorsun? Onu niye çaktırmadan getiriyorsun? Burada bir oyun var, burada bir tuzak var, burada bir hile var. Türkçe diye nasıl bize bu dayatıldı ise Kürtçe diye de başka türlü Kürde dayatılıyor. Hatta lazın birisi Mekke'ye gidiyor, anlatırken diyor ki sokak dışında Kabe'de namaz kılarken haccederken hepsi Türkçe diyor. Yani Kurani Türkçe. Ezan Kurani Türkçedir. Hani Arapça eleştireceğim diye ille Latince olması gerekmez. 

 

 

 

Hem okullarda Bismillah ile başlayan, Amentü billah ile başlayan, Allah'a yemin ederek, Allah'a iman ederek başlayan, Bismillah diyerek başlayan, Allah'ın ismi karşısında saygı duruşuyla başlayan, sınıflara girince sınıfların kıblesinde Allah yerine başka şıhların veya şahların ismi veya resmi yerine sınıfların kıblesinde Allah'ın ismi, kitapların başında şunların, bunların ismi veya resmi yerine Bismillah Allah'ın ismi olan bir eğitimdir, işte öyle okuma yazma. Bu Isevi bir okumaya bile, Musevi bir okumaya bile Alevi bir okumaya, Emevi okumaya bile itiraz ederken, diğer türlü batıcı, laikçi, şucu bucu o ülkenin işte Kemalist Leninist, marksist kapitalist faşist liberalist, ateist, ataist okumalara da itirazın adıdır. Her biri sapkın bir okumadır, cahili bir okumadır. Oradan, o akıl fikirle Mevla bulunmaz, hak hakikat bulunmaz. Bu tür okumalar cahili bir okumadır. İnsanları aydınlatan değil, gönülleri karartan okuma lardır. 

 

 

 

Dolayısıyla Kur'an okuluna, Kur'an okuma yazma seferberliğine, Kur'an okur yazarlığına, Gur'an okuuculuğu, Gur'an yazıcılığına hepimizi, ülkemizi, halkımızı, devleti, tüm insanlığı davet ediyoruz.