RABBİİ
Rabbii Haber

Tabii ayete saygı

TABİİ VAHYİ AYETLERE SAYGI
 
https://youtu.be/kbqw840DE-k
 
Görmezler mi? Her yıl bir veya birkaç defa denenmektedirler. Fitneye maruz kalmaktadırlar Sonra bundan ders alıp tövbe etmezler, dönmezler. Öğüt almazlar, zikretmezler, öğüt vermezler, zikre vesile olmazlar Allah'ın anayasal ayetlerinden birisi bu. Bunun daha açığı var mı? Allah buyuruyor ki, her yıl bir veya birkaç defa deneniyorsunuz Hedef düzelesiniz, adam olasınız. Insan olasınız. Allah sizden seviye bekliyor. Seviye yükseltin. Allah size bir kapasite vermiş donatmış, istiyor ki sizler kendinizi biraz geliştirin. Farkınız bu. Diğer mahluklardan farkınız bu. Robotik değilsiniz. Allah sizi opsiyonlu, kendi iradenize bağlı bir kısımla beraber yaratmış, orayı kötüye kullanmayın, iyiye kullanın, seviyelenin. Ki Allah sizi daha yücelerine götürsün. Hedef güzel Ama gel gör ki insanların çoğu buradan ders almazlar. Tövbe etmezler. Rablerine dönmezler. Rablerine rücu etmezler Zikretmezler, öğüt almazlar. Kuran'dan istifade etmezler. Sadece kendine değil insanlara da ulaştırsın. Aslında insanlara ne kadar aktarırsanız, dönüşü size. Allah onu  da yazar size. Iki, çevren kirlenirse sen korunamazsın. Bu işin anayasası bu. Çevren düzgün olursa sen kolaylıkla düzgün olabilirsin. Olay bu.
Kilitlendiğimiz dünyaya dönük ayetler taman. Peki ahirete dönük ayetler. Allah'ın dünyaya dönük olanı Allah'ın ayetinin küçüğü Ama ahirete ebediyete dönük ayetler daha büyük ayetler netice olarak. Allah'ın her ayeti büyüktür. Tabii ayetler, fizik, kimya, biyoloji, psikoloji, sosyoloji bunlar yaratılış ayetleri. Yaratılış ayetlerimiz, böyle yaratılmışız. Bunlardan uyarsak istifade ederiz. Uymazsak kaybederiz. Allah kaybeder mi? Haşa Peki biz kaybedersek Allah bize zulmeder mi? Hayır. Allah bizden hep daha güzelini istiyor ve daha güzelini vermek istiyor. Ama biz kendi yapıp ettiklerimizden veya yapıp etmediklerimizden başımıza gelenler, Insan kendine zulmeder. Allah zulmetmez haşa. Ve o tabii ayetleri okuyanlar okuyor, istifade ediyor Ama bir dakika sonra gol yiyor. Ona tapınmaya başlıyor. Doğaya tapınmaya başlıyor. Insana tapınmaya başlıyor. Ya dur dakika bir, gol bir.  Bunun bir Rabb'i var. Allah bunu yapmış. O ayetlere uydun istifade edersin. Uymuyorsan Allah'ı kaderi suçlayarak haşa o da bir saçmalık. 
Birileri de burada tabii ayetlere uyduk, her şey garanti. Yok olay ondan ibaret de değil. Yani o işin arka planı var. Daha deruri boyutları da var. Manevi boyutları var. Aşkın boyutları var. Ama ne kadar uydu o kadar istifade. Bunları buradan istifade edersin. Allah, isteyene dünyalık, isteyene ahiretlik, isteyene her ikisini istediği oranda.
 
Doğayla savaşılmaz. Aslında tabii ayetle, Allah'la savaş etmiş oluyorsun. Allah'la savaşılmaz. Allah'la savaşmaya kalkarsa kim, kaybeder? Insan kaybeder. Kardeşim seni yaratan, seni donatan geleceğin elinde olan ve senden hiçbir beklentisi olmayıp sana vermeyi hedef edinmiş olan Allah'a  biraz da şükret ya. Biraz da saygılı ol değil mi? Saygılı ol. Daha çok faydalan. Ilim de budur. Efendim, bilimle Inanç çatışır. Evet çatışır. Ama inanç iman olursa bilimsellikte ilim olursa çatışmaz. Inanç dediğin şey, senin imandan kırıntılar taşıyan beşeri bir şey. O senin safsatan, senin uyduruğun. Bakın, aradaki farkı görüyor musunuz? Inanç ayrı, iman ayrı. Bilimsellik te kısmi ilmilik taşıyan ama insani şarlatanlıkları da ihtiva eden bilimsellik. Bir ucu da filmsellik.  Inançla, bilimsellik çatışabilir ama buradan adam neyi çıkartıyor Tabiatla Allah'ın yarattığı tabiatla Allah'ın kitabı ayetleri çatışır. Hadi oradan. Çapın kadar konuş. Sen o kadar anlamışsın. O senin çapın. Aşkın olarak imanla ilim asla çatışmaz. Birleşir. Tabii bunu anlayana bunu keşfedene bunu bilene. O zaman bunu bil, aklet. O bilinenler üzerinden bilinmeyenlere, anlamadıklarına da, görmediklerine de iman et. Niye? Ya bunu yapan kim? Bunu yapan onu da yapar, Allah bu. Diyebil. Ama bunu diyemeyen anlayışlar bir taraftan o tabii ayetlerden istifade eder, kitabi vahyi ayetleri, aşkın ayetleri, yazılı ayetleri inkar ederek küstahlaşır Küfrederek  tüketiyor. E tüketme o zaman. O Allah'ın ayeti sen mi onları işletiyorsun. Öyle asil ol. Adam ol. Madem küfrediyorsun. Madem teşekkür etmiyorsun. Tabbii ayetlerden istifade etme.
Tabiatla Allah'ın tabiat ayetleriyle olur mu Ne yapıyorsun? Ve insanların çoğu da bu ekran güllerini dinliyor. Sanki bunlar allame. Ya Allah'ın ilminden bir kırıntı var onda. Bırak onu. Sen Allah'a bak. Onu değil Allah'ı dinle Bu ders ki, fizik kurallarına uyan. nemalanan, o fiziğin Rabb'ine ne yapmalı? Yok Onu karıştırma. Bak küstahlığa bak. Işte onun peşine takılırsa o da şarlatan o da dalkavuk. O da suistimalci, Istismarcı. Akıl edelim. Bizim Allah'tan başka dostumuz yok. Bir fayda varsa Allah ve vesile ettikleri, başka değil. 
Konuyla alakalı hemen bir beşliğimi aktarmak isterim. 
 *Insanlık çok azdı. 
Hak felaket yazdı. 
Hem tedbir azdı.
Tetbir dağı kazdı.
Belki son ikazdı.* 
Dolayısıyla bunlar birer ikaz. Ikaz alabilirsek hem o tabii ayetlere uyarız, hem dahasına. Ama o tabii ayetlere takılır, orada kalırsak o bir tuzak da olabilir. Oraya takılıp kaldın, başka hiçbir şey görmüyorsan tuzağa düşersin. Dolayısıyla olayın aslına bakın, dahasına, tümüne bakın. Arka plana bakın. Semud kavmini kayalara oyulmuş evlerinde yakalayan helakı, aşkın ayetlerin Rabb'i Allah'ı anlamadan emniyet üzere olamayız. Imansız emniyet olmaz. İslamsız selim, salimlik olmaz. 
Buradan yürüyelim. Ve bunlar küçük mihmet, büyüğü unutma. Bu küçüklere dikkat et ama, bunlara takılıp büyüğü unutma. Bizim daha aşkın okumalar yapmamız, daha büyük ayetleri keşfedip daha büyük gelecekler planlamamız lazım. Büyük düşünmemiz lazım. Öyle mi öyle? Daha büyük en büyük tehlikelere karşı hazırlıklı olmamız lazım. Bu ne ki? Güneş dürüldüğü zaman. Şu anda güneş mi dürüldü? Oldu mu hiç? Kağıt gibi dürüldüğü zaman güneş, kıvrılıp atıldığı zaman, yıldızlar, kederlendiği zaman, söndüğü zaman, dağlar, seyyar araba,  seyyarcı arabası gibi yürütüldüğü zaman. Bundan daha büyüğü var mı? Denizler kaynatıldığı zaman, tsunami lafı mı kalır. Bakın biz bu ayetleri okursak bunların her biri ayet. Deprem bile yeraltı madenlerini sunan rahmet. Okumazsak afet tehlike helak. Küçüklerden büyüklere, bugünden yarına, dünyadan ahirete, maddeden manaya doğru daha daha okumaları yakalarsak eyvallah çok  güzel. Bunları yapabilirsek ne ala. Bu tarafını da okuyabilmemiz lazım olayın. Bu aşkın okumaları da yapabilmemiz lazım Bunları yapabilirsek ki yapabiliriz, o zaman  bunlar küçük mihnet, imtihan. Büyüğünü unutma. Işte o zaman daha ciddi gelecekler, aydınlık yarınlar, daha ciddi kazanımlar, Allah'la barışık, tabiatla barışık, gelecekle barışık, savaşık değil, barış, islam, selam.  Bu şekilde biz de neslimiz de, ülkemiz de geleceğimiz de aydınlık olur, nurlu gelecekler olur. Huzurlu, kazançlı, başarı dolu, müjde dolu, rahmet dolu en ala cennet olur. Inşallah
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol