RABBİİ
Rabbii Haber

Hukuksuz emre taatsizlik

HUKUKSUZ EMİR, SİVİL İTAATSİZLİK

 

         Muhteremler ;  Bir Kurban Mevsimi , bir Hac Mevsimi yaşıyoruz. Kurban, garip olmak. Rabb'e yaklaşmak. Alâk Sûresi'nin sonunda Rabb'im bizden böyle bir talepte bulunmaktadır. Kendisine yaklaşmamız. Yakına gel. Yâni bu büyük bir şeref. Allah tarafından bir dâvet, yakınlaşma dâveti.Ya defolun deseydi?  Bunun şartları da hemen öncesinde ona itaat etme. O kim? Allah ilk emrinde O' Rabb'in adına oku. O'nun adına and iç. (And içme: yemin) Allah adına and içmek. Bir başkaları da kalkıp dediler ki; O' yere karışmasın. Şehrimize, ülkemize karışmasın. Orada şu atamızın ismine bunu yapalım. Vesair. Buna karşı direnen, muhâlefet eden nebiler ve etrafındaki bir avuç mü'min ki, salâ diye geçer. Dâva etrafında dayanışma, salâ birbirine yaslanma, omuz verme. Bu mücadeleyi yürütünce o günün haksız otoritesi, haksız yere Allah'ın kullarına ve Allah'ın ülkesinde hegamonya oluşturan o korsan, haydut otoritelere karşı itaat etme. Bu hemen yaklaştan bir önceki emir, bir önceki kelime. Önce Allah adına okuyacaksın. O davaya yaslanacaksın. Onun mücadelesini yürüteceksin. Bu mücadele noktasında Allah'a rağmen emir ve yasak getiren, bu mücadeleyi yasaklayan ve Allah adına and içmeyi yemin etmeyi, iman etmeyi yasaklayan ve kendisine iman, yemin ve and içmeyi emreden bir şahsa veya kuruma karşı itaatsizlik, sivil itaatsizlik. Daha ilk sûrede ilk emir ve ilk yasak bu şekilde şekilleniyor ve bunun akabinde de Rabb'ine yaklaş, O'na teslim ol. Kur'an'da geçen hâli bu. Aslında baktığımız zaman ilâhi, hak bir otorite,  hemen yanı başında türeyen maraz, ayrık otu gibi paralel yapı.

 

      Paralel yapı deyince hatırladınız değil mi? Paralel yapı, terör örgütü içeride, dışarıda. Bir otoriteye karşı kalkışan paralel yapılanma. E tamam. Dünyevi planda. Peki asli planda? İlâhi otorite ona karşı alternatif bir yapılanma. Asıl paralel yapı, asıl eşkıyalık, asıl haydutluk, asıl darbe bu işte bakın. Çoğu kere bu gölgeleniyor. Allah Teâlâ da tam onlara itaat etmeyin. Onların uydurup hukuksuz emirlerine ve yasaklarına Itaat etme. Bu bir defa daha ilk sûrede müminlerin beynine nakşedilen anayasal bir hüküm. O, 15 Temmuz gecesinde bile biz emir kuluyuz. Bize böyle emredildi diyenlere karşı ne dendi? Kanunsuz, hukuksuz emre itaat ettiniz. Kanunsuz, hukuksuz emre itaat edilmez. Bunu daha asli anlamda Allah'ın emirlerine rağmen, Allah'ın yasaklarına rağmen haksız yere, hukuksuz bir şekilde emir ve nehiylere itaat edilmez. İşte açık. Yani oyun gibi bir şeyde bile bu sahneleniyor. Kendi itiraf, ikrar. Öyleyse gerçek hayatta bu aynen geçerlidir Nasıl o darbelere hukuksuz, kânunsuz emirlerine itaat etmek o işi suç olmaktan çıkarmıyorsa aynı şey geçerli. İşte böyle bir durumda Allah resulüne onun şahsında bize diklenmeyebilirsiniz, diklenmeyin ama dik durun. Bu sivil itaatsizliği yapın. Eğer Allah'a rağmen kendi lehlerine bir itaat istiyorlarsa onlar adına okumayın. Onlara itaat etmeyin veya sizin salânızı, Allah'ın davasına, resullerin davasına yaslanmanızı, yar ve yardımcı olmanızı yasak ediyorlarsa ona itaat etmeyin. 

   

      Bakın şu okuduklarım,  Alâk Sûresi'nin meallendirmesi gibi bir şey bu başka bir şey değil. Bakabilirsiniz. Şu anda bile bakın acizane çok yaşadım ben bunu hem Allah'ın mescitlerinde, hem de Allah'ın meydanlarında. Çoğu dedi ki, biz emir kuluyuz. Ne diyorsun? O emir dediğin ne? Yani haydut otorite. Hani sen Allah'ın kuluydun? Bakın itiraf etti. Bunlar kaydediliyor. Bunlar er geç... Hani o darbeden sonra değil mi? Günler sonra, aylar sonra, yıllar sonra hâla dâva devam ediyor. Ama hâlen bazı şeyleri açık edemiyorlar. Ama ilâhi davadan kaçar mı bunlar? Kaçar mı? Bunlar kaydediliyor.

         

         Dedim ne diyorsun?Adam imam. Ben emir kuluyum diyor. Ee sen Allah'ın kulusun ya. Allah'ın kulu olmalısın. Bakın bu, hatta onun engeline rağmen,

 mânisine rağmen bir şeyler yapmaya kalktığın zaman engel oluyor. Hatta şunu diyor, biz Müslüman olarak görevimizi yapmamıza engel olma. Görevi dediği şey de, Allah'ın emrine itaati engellemek veya Allah'ın yasak ettiklerine uymak. O konuda yani kanunsuz emre, hukuksuz yasağı ittiba etmek. Bunu İslam'dan zannediyor. Ben diyor diğer türlü görevimi yapmamış olurum. Bu İslam'a aykırıdır. Hâşa, hâşa. Yani düşünebiliyor musunuz? Allah'ın emir ve yasaklarına karşı durmak İslam'i gibi sana sunulur hale geliyor. İşte bu nedir? Bu bilincin oluşmamasıyla alâkalı bir şeydir. Bu bilincin yerlerde sürünmesidir. 

 

       Hac da  çok önemli bir şeydir. Hucced, delil. İbrahim aleyhisselam, farkındalık olustu arefede. Arefe de ne yaptı? Vakfe yaptı, durdu. Bir oturma eylemi yaptı. Bir duruş eylemi yaptı ve Allah'la olan ilişkilerindeki evladının durumunu fark etti. Bu evlat Allah'ın. Üstelik ben ona söz de verdim Arefe de bunu fark etti. Biz de bakın arifeyi yaşayacağız. Bir farkındalık, bir bilinç. Bu oluşacak. Bu oluşmazsa imam bile ben emir kuluyum der, çıkar. Ama yarın o onu bitirir. O onun bitişinin ismi olur adı olur. Allah muhafaza. Çok bir şeyler yapamayabiliriz. Ama bu hassas konularda dikkatli olmamız lâzım. Bu ayette de Allahuteâlâ diklenmeyin. Ama dik durun.İlla Don Kişot'luk yapmanıza gerek yok. Ama sivil itaatsizliği yapın,  bilinçlenin, şuurlanın ve peşinden Mina'da o küçük, büyük şeytanları taşlayın. O şekli bir şey. Ne yaptı İbrahim Aleyhisselam? İblisin o iğvasına karşı veya onun insanlardan olan işbirlikçilerine karşı, Allah'a rağmen emir ve yasak deruhte eden, Allah'a rağmen Rabb lik ihdas eden, haksız yere otorite gasbında bulunan ilâhiyet atfeden; atasına, kendine, puta, tağuta bunlara karşı bir taşlama. Hayır; reddediyorum,  kabul etmiyorum. Belki  diklenemem ama dik dururum. Kalbime dokunamazsın. Belki amel edemem. Belki dillendiremem ama kalbimi değiştiremezsin diye en azından bunu ki,  bu imanın en zayıfı, bunun daha ötesi yok. Bu olması lazım. Ama bu, ben emir kuluyumla bağdaşmaz. Ben emir kuluyum, bunu bozar. Onun için hassas olmamız lazım. Hatta haccın say ı bile bir gayrettir. Bunun mücadelesidir. Bu mücadeleyi vermektir. Safa Merve arasında. İsmail'in İshak'ın, İbrahim'in ve Muhammed'in (a.s.) bütün mücadelesi budur aslında. Bu davadır, bu askerliktir, bu bilinçtir, bu farkındalıktır. 

 

         Hac bir dava yolculuğudur. Onu İbrahim Aleyhisselam kâh, Kâbe'de Mekke'de yapmıştır, kâh Kudüs'te yapmıştır, kâh Urfa'da yapmıştır Urfa'da Nemrut'a karşı, Kudüs'te, Firavun'a karşı, Mekke'de oradaki iş birlikçilerine karşı. Ve Hatemü'l- Enbiya'da (a.s.) onu devam ettirmiştir. Olay budur. İşte bu sivil itaatsizliği yaparsanız, şeytanı taşlarsanız, manen, kalben,  mümkünse fiilen. Onun bu yanlışına dur derseniz, en azından ona boynunuzu uzatıp teslim olmazsanız o zaman Allah der ki yaklaş, yaklaş. İşte yaklaşmanın, yaklaşabilmenin, Kurban edebilmenin Kurban olabilmenin, yakın olabilmenin yolu budur. Yoksa bir hayvan boğazlamak bile o bile çoğu imamda, mezhepte sünnettir yani. Ama bu farzdır. Allah'ın ayeti. Yani Lâ demek. Hayır,  kabul etmiyorum. Sen eşkiyasın, sen haydutsun, sen haksızsın. İlâhi sıfatları kuşanıyorsun. Ben bunu Allah'tan başkasına tevdi edemem. Bunun tek Rabb'i Allah'tır diyen bir kalp, diyen bir dil, diyen bir beden. İşte ona Allah yakın ol diyecektir. İnşallah bizim şu Hac Mevsimi Rabb'e kurbanlığımız olur.

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol