RABBİİ
Rabbii Haber

Gurur kibir Onur ızzet

GURUR KİBİR, ONUR IZZET
 
 Bir tarafta gurur ve kibir, bir taraftan izzet ve onur. Gurur ve kibit hatayı, izzet ve onur hakkı temsil ediyor. Aslında birbirlerine yakın duran ancak bıçağın iki yüzü gibi bıçak sırtı bir konu. Fatır suresinde, Fıtrat suresinde Rabbül alemin. Izzet, onur, şeref tümüyle Allah'a aittir. Külliyen bu hayatın yasalarını koyan kodlarını, belirleyen Allah? Bu çok doğal bir şey. Bu böyle. Doğruyu yanlışı tanımlayan Allah? Dolayısı ile İzzet de tümüyle Allah'a aittir. Dilediğini aziz kılar, dilediğini zelil kılar. Dolayısıyla bütün insanlık eğer lzzetten yanaysa, onuruna düşkün ise, asaletine düşkün ise haktan, hakikatten Allah'tan yana olmak durumundadır. Bunun dışındaki bütün sapkınlıklar adaletsizlik ve onursuzluk dur. 
 
Ancak bu hakkın, hakikatin karşısında duran iblis. Şeytan önce vesvese ile herşeyi tersyüz eder, allak bullak eder, insanların kafasını karıştırır, sonra batılı çöplüğü hak diye yutturur. Gururu, kibiri onur diye insanlara takdim eder. Böyle korkunç bir ikilemin, tuzağın içindeyiz. Bu dünya. Evet, imtihan dünyası. Bir çok yanlış süslü gösterilecektir. Hatta imtihanda yanlış cevapların bazen doğru görünen tarafları olacaktır. Sizi cezbeden çeken bunun gibi. Hatta o şeytan size böyle taş atıp bodoslama değil, adeta içinize girip iğva eder. Şu anda teknolojik çipler konmaya başlandı. Aynı şey ama şu anda şeytan da cin de haşa Allah yok sayılır hale geldi. Ama kendileri kendileri bunu bulacaklar. O gün iş işten geçmiş olacak. Hem Allah Teala İblis'in insanları iğva etmesini, adeta kendi içlerine girip beynine çip yerleştirir gibi, onu adeta kendisiymiş gibi sanmalarına alan açmış. Ancak farkındalık yok.Yani ona bir şey empoze etse bilecek ve akıl, mantık, vahiy bunu engelleyecek ama nerde? 
 
Şuanda bir çok kurgu filmlerde falan vardır. Bir kişinin başka bir kişinin onun içine girmesi, onun gibi görünmesi her şeyi bozar. Dost zannedersin, düşman çıkar, düşman zannedersin dostun çıkar. İşte dünyada böyle sıkıntılar var. Bunu da aydınlatacak olan Kuran'ın nurudur. Kuran okumak lazım. Insanlar bunu okumaz. Aydınlanamaz. Gur'an okumayan psikiyatr aslında insanların ruh bilimine, ruhlarına fayda değil zarar verir. Şu anda görüyoruz batı psikolojisi ve onların yansıması Türkiye'de tezahürleri. Güya insanların psikolojisini düzeltecek. Görüyoruz ki çok çoğu kere bozuyorlar. Aileleri bir araya getirecekler. Hayır, evleri birbirinden ayırıyorlar. Şeytan gibi çalışıyorlar. Özelliklede toplumun zayıf halkası gençler ve bayanlar üzerinden, gençler ve bayanlar üzerinden. 
 
Şu anda bir çok genç bana saygı duy, ben böyle diyet tutturuyor. Yani gençlerde bir tepkisellik vardır. Evet. Yani belli bir yaştan sonra babasına, annesine de ülkesine de belli tepkiler koyabilir. O bir geçiş dönemidir. Ama şeytan hemen burada devreye girer adeta o gence, kadına da öyle. Sanki o vesvese, şeytanın verdiği o düşünceler kendi düşüncesi imiş gibi. Ya canım böyle istiyor, böyle yapmak istiyorum inadına. Bana saygı duyun. Bu benim düşüncem. İyide bir şeye saygı duymak için onun doğru olması lazım, hoş olması lazım. Hoş olmayan şey hoş görmek olmaz ki. Olmazki  yanlışı doğru göstermek. Düşmanlığa, zulüme hataya hoş bakmak. O zaman her şey çarpık olur, doğru kalmaz. Hak hakikat kalmaz, yanlış galebe çalar. Düşmanlık yani nefrete nefret etmezsen nefret çoğalır. Düşmanlığa düşmanlık etmezsen düşmanlık çoğalır. Ahlaksızlığa karşı koymazsan o çoğalır. Yani bu mantıklı değil, akıllı değil, vahyi hiç değil. Ama böyle bir tuzak içine düşerler. Zannederler ki o itiraz onlara, kendisine yapılıyor. Bu şahsına değil, şahsıyla alakası yok. Hatta uzlaşı toplumu yapalım, sen vazgeç, ben vazgeçip sen senin yalanın dan, ben benim yalanım dan bir yerde buluşalım denir de,
 
Bu din dava benim kendi düşüncem değil ki kendi düşüncem olsa vaz geçeyim. Zaten kendi keyfi düşüncemden vazgeçerek teslim olmuşum. Bu hak hakikat. Mesela şu bedendeki biyolojik yasalardan vazgeçebilir miyiz? Oradan taviz verelim okur mu. Öbürü yalan yanlış bir şey istedi. Şeytanın vesvesesi biraz oradan biraz da şeyden haşa Hakktan taviz verelim. Olmaz Vücuttaki biyolojik Allah'ın yasalarından olmaz. Bunlar aynı şeyler değil. Ha senin hevan, benim hevam. Buradan taviz verebiliriz karşılıklı. Ama sen hevandan vaz geçiyorsun diye veya kısmen taviz veriyorsun diye Allah'ın yasalarından, fizik, kimya, biyolojiden vazgeçilebilir mi? Eee o zaman tamam biraz uçarım diye atla pencereden, güm düşersin. Haşa! Yok öyle bir şey. Birazcık vazgeçelim. Olmaz öyle bir şey. Hatta öyle bir duruma geliyorlar ki, adeta artık tamamen Allah'ın yasalarından tavizler. O keyfinden kıpırdamaz hem. Halbuki sen o zaman hayat memat meselesi. Geleceğini kaybediyorsun, ahireti kaybediyorsun. Veya çok ciddi bir, dünyada tehlikeyle karşılaşıyorsun. Ama bu sanki akıllıca bir şeymiş gibi, haklı bir şeymiş gibi. Bana saygı duy, Ben de sana saygı duyuyum. Kardeşim ne diyorsun sen? Seninki heva heves, şeytanın iğvası. Ama bu benim kendi hevam değil. Bu hak hakikat. Bu ikisini aynı kefeye koyamazsın. İşte bu yanılgı. Bakın bu yanılgı aileleri, ülkeleri, insanlığı darma dağın etmiştir. Bu işte şeytanın bir iğvasıdır. 
 
Bayanlar üzerinden de tam çarpık, tam çarpık. Mesela çıplaklık nedir? Kölelik dir ya. Öyle değil mi? Bir köle önce soyulur. Hatta tek tip kıyafet giydirilir, saç baş tıraş edilir. Hatta hapse atılan bazı mahkumlar özellikle savaş şartlarında onu aşağılamak için soyulur ya. Çıplaklık kölelik onursuzluktur yani? Aslında onun izzeti ile oynamaktır. Ama gel bunu iblis nasıl yutturuyor? Onur diye tutturuyor.
 
Halbuki bu onursuzluk. Sonra da müdahale ettiğin zaman gurur var, dokunuyor. Itü de bu senin gururun senden değil, bu şeytanın iğvası. Bu çıplaklık onursuzluk sonu kölelik, kölelik. Hatta kölelik öyle bir hale geliyor ki, adam adeta köleliği bıraksa kendi denizden çıkmış balık gibi. Böyle apışıp kalıyor. O kadar ona aşina oluyor ki. Öyle değilmi şu anda gençleri bayanları düşünün. Çıplaklığa onursuzca köleliğe, emperyal şeytani köleliğe o kadar alıştılar ki. Ya bırak köleliği. Allah'a, kul ol, izzet orada. Emperyal şeytani köleliğe, hayır ilahi kulluğa evet. Evet, izzet burada. Çünkü ilahi yasalar, hayatın yasaları, geçmişin, geleceğin hakikati. Hakikatin yanında ol. 
 
Ama maalesef o kölelik, o onursuzluk o kadar içselleştirilmiş ki, adeta onunla bütünleşmiş gençler, kadınlar. Hatta bakın bu cinsi sapkınlar propaganda yapıyorlar. Ne diyor onur yürüyüşü. Onursuzluk senin şahsiyetin Saban olmuş. Ayağa kalk, soyuluyorsun yani iki türlü soyuluyorsun. Hem bedenen, hem ruhen, hem geleceğin çalınıyor hem dünyan. Ama bu öyle bir empoze ediliyor ki, öyle bir süsleniyor ki işte şeytanın vebası. Ve bugün birçok aklı evvel bunu anlamaktan aciz. Buna müdahale edince de sanki gururuna dokundu. Bırak o gururu, yaparsın bir gurur, çekersin bir ömür. Bu gururu adeta onur gibi sunuyor. Pride diyorlar. Onur pride yani İngilizcesi. Onur hareketi imiş o cinsi sapkınlık. Adını onur koyan bayrağını Allah'ın gökkuşağı yapıyor. Bakın renkler Allah'ın. Sen Allah'a sapkınlık ettin. Allah'ın o cins cinsiyet sanatına müdahale ettin. Sen sanat düşmanısın, sen hain. Niye Allah'ın bir de rengini kullanıyorsun? Bir şey akıl var mı bunda? Yani hakkaniyet var mı? Peki makuliyet var mı? Sen tek tipleştiriyorsun. Allah'ın kıvrım kıvrım yarattığını, aşağıya nasıl tek tip yapıyorsun? O zaman niye Allah'ın rengarenk renklerini kullanıyorsun. Allah zenginlik yaratmış, rahmet. Sen onları tek tipleştiriyorsun. Grileştiriyor, körleştiriyorsun. yani mantıkla örtüşmüyor. Niye gökkuşağı bayrak senin bayrağın. En fazla siyah olabilir, gri olabilir ki o da Allah'ın rengi. Yarat, bire renk kullan. Yarat bir cinsiyet kullan. Yarat bir beden kullan. Hayat bir dünya kirlet. Yapamazsın, yapamazsın. Ama böyle bir iğva, böyle bir aldanma. Ve daha da çok Kadınlar, gençler. 
 
Bir De kendini akıllı zannedenler Avrupası efendim. Ha biraz şey elde etmiş ya gasp ederek, sömürerek. Allah'ın hazinesi.  Allah yaratmış kulu kuşu bütün herkes kurt kuş yesin diye. Yıllarca kirletmeden bütün nesillere yetsin diye. Sen sömürüyorsun  tüçm coğrafyayı da. Gelecek neslin haklarını, hem de kirleterek, çarçur ederek. Ondan sonra onu, o yanlışı kendine destek yapıyorsun. Bir yanlıştan öbür yanlışa nasıl çıkıyorsun. Bu senin zenginliğin değil, bu hırsızlık. Buna güvenerek diğer insanlar benim kadar zengin değil. Öyleyse ben. Bunu hak ettim. Ben haklıyım. Mantığa bak, felsefeye bak. O zaman bütün hırsızlar haklı. Öyle bir şey olabilir mi? Düşünce yok, düşünme yok. O hazır bindirilmiş şeytani düşünme, algı yönetimi tamamen esir almış. Özellikle Kuran'la aydınlanmayan sözde eğitimliler. Kuran'la aydınlanmayan Batıcı, Batılcı zihniyetler hem ülkemizin hem dünyanın sömürücüleri. Bunlara bir dur demek lazım. Bunlara bir akıl vermek lazım. Bunlara bir vahiy, Kur'an nuru, bir aydınlanma larına vesile olmak lazım ki o da bizlere düşüyor. Şöyle veya böyle kendimizi küçümsemeyelim. Kur'an okumayan cahildir. Ona karşı duran zır cahildir. İnsanların böyle giyimine kuşamına bakarak, şöyle böyle ederek asla kendinizi küçümsemeyin. Kuran'la aydınlanmayan onları asla yüceltmeyi, asla yüceltmeyin. Onlar belki gururlarına yenilmiş, şeytanın iğvasına kapılmış. Hatta kibir deriz. Kibir. Allah için kebir. Allah büyüktür. Büyüklük Allah'a aittir. İnsan böyle bir şey yapmaya kalkarsa onun için kibir olur. Aynen gurur, kibir, gurur, kibir. Bunlar hatalı. Ancak onur, izzet, şeref bunlar hak. Bunu arıyorsan Allah'a bak. Bunlar hak. Hakkın yanındadır. Hak tandır. 
 
Hülasa Allah Teala bir taraftan o Fatır suresinde Fıtrat suresinde buyurur. İzzet Allah'a aittir. Çünkü fıtrat. İnfitar suresinde yani fıtratı devirmek, orada nasıl geçiyor, ey insan Rabbine karşı seni gururlandıran nedir? Yani Kerim Rabbine karşı. Yaratan, yaşatan yani. Neyin varsa hepsi Allah'tan. Birileri araya girmiş olsa bile onlar sadece aracı vesile. Onları vesile kılan da Allah. Sadece aracı oluyor. Allah'ın hazinesini bir elinden alıp öbür taraftan sana getiriyor. O Allah'ın hazinesi. Ona bu imkanı veren de Allah. Hatta o gıdayı bedene indirmeyi sana o yeteneği verende Allah. O bedende ona haz ettiren de hazmettiren de Allah. Başı da Allah, sonu da Allah. Bunca seni donatan dururken, sana hiçbir şey vermeyen hatta geleceğini çalan şeytanın hevasına mı kapılıyorsun? Onun seni gururlandıramasına, sana gaz vermesine, sanki yem vermesine mi aldnanıyorsun. Sana yakışır mı? Buna aldanmak? Bu yeme balık gibi kapılmak sana yakışır mı? Sen akıllısın. Allah sana akıl verdi, fikir verdi, zeka verdi, vicdan verdi. Yetmedi bir de kur'an verdi. Yakışıyor mu sana? Sen seçkin bir yaratık sın. Nedir seni bu hale getiren? Fıtratı bozmak, hakkı, hakikati. Akla mantığa muhalif. Tezat akla sığmaz, ilme bilmez, bilme sığmaz, mantığa sığmaz, vicdana sığmaz, insafa sığmaz, hakkaniyete hiç sığmaz. Öyleyse bu çarpıklıklar kurtulup ızzeti Allah'ın yanında aramak, hakkın, hakikatin yanında aramak, sahte geçici güçlere değil de hakka, hakikata teslim olmak. 
 
Hülasa emperyal şeytani köleliğe hayır, ilahi kulluğa evet. Evet, kulluk ayrı, kölelik ayrı kölelik. Yani senden bile belki de daha alçak olan bir kula kul olmak, köle olmak. Bu yakışmaz ama yaratıcıya emir kulu olmak onun bu aşkın işinde onun çalışanı olmak, memur olmak ızzettir, şereftir, onurdur. Bundan büyük şeref var mı? Bundan büyük onur, bundan büyük lzzet var mı? Değil mi? Öyleyse izzet külliyen Allah'a aittir. Onun yanında ararız ve herkese de bunu salık veririz.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol