RABBİİ
Rabbii Haber

Rabbii eğitim Hakk

RABBİİ EĞİTİM HAKK
 
       Allah'ın ilk emri. Rabb'inin ismiyle oku. O'nun esmâsıyla, O'nun kavramlarıyla, O'nun istilâhıyla oku, O'nun deruhtesinde oku. Bu zımnen ondan başkasının adına okuma. Ancak Allah adına ve Allah'ın öğrettiği şekilde oku. Zaten devamında da Allah'tan başkası adına okumaları yasaklayan Kur'an'ın da Allah'ın da ilk yasağı söz konusudur. Dolayısıyla ilk emir aynı zamanda ilk yasaktır. Hatta yasak emirden önceliklidir. Haram farzdan önceliklidir. Dolayısıyla burada ciddi hikmetler söz konusu. Her şeyin başı budur. 
      
           Allah adına okumak. Allah adına ant içmek. Allah adına yemin etmek, Allah'a imân etmek, Allah'a teslim olmak. Ne derseniz. Allah'ın kitabının kavramlarıyla okumak. Allah'ın kitabının harfleriyle okumak. Allah'ın kitabının diliyle okumak. Allah'ın kitabının diniyle okumak. Allah'ın kitabının yasasıyla yasalanmak. Sırf okumaya bile indirgesek aslında okumak çaplı bir şeydir. Sadece harfleri okumak değil, hayatı okumak bütüncül baktığımızda. Zâten bu emrin hemen sonrasındaki emirler gelen âyetler de bunu ifâde etmekte.Mesela okul için bir taraftan Kur'an okulu ilâhi okuma, ilâhi eğitim diyoruz. Rabbi eğitim hak, işin başı Rabb'i eğitim. Şöyle bir şekillendirelim. İşte çocuklarımız biz dâhil hangi okullardan, hangi tedrisatlardan geçtik? 
 
       Aslında şu andaki neslin ateistleşmesi, deistleşmesi, şaşkınlaşması, mankurtlar gibi dolaşması, yüz yıllık, iki yüz yıllık eğitimin neticesidir. Yani bu günkü olup bitenleri on yıla, yirmi yıla sığdırmak olmaz. En az yüz yıllık bir hikâye. Çünkü insana yatırım öyledir. Şu anda yüz yıllık, iki yüz yıllık bir çabanın neticesini alıyoruz. Eğer şu anda neticeler çok hoş değilse öyleyse o geçmiş yüzyıla, iki yüz yıla bakmak lazım ve gelecek yüz yılı, iki yüz yılı kurtarmak için bu günden çalışma yapmak lazım. 
      
           Okullarda değil mi? Kimin adına ant içiliyor? Kimin adına okunuyor? Kimin adına saygı duruşu? işte o,  bunları kimin adına yapıyorsan, kimin adına okuduğunu ben sana söyleyeyim. Sen bunları söyle, ben de kimin adına okuduğunu sana söyleyeyim. Senin okulundaki sınıfın kıblesinde kimin ismi, kimin resmi var? Senin kitaplarının başında kimin ismi, kimin resmi var? O zaman onun adına okuyorsundur. Hatta Rabb'in odur. Kimin adına okuyorsan Rabb'in odur. Çünkü Rabb'inin adına oku. Kim bu? Allah. Allah'sa yani senin bu başlangıçların bismillahsa işte bu ayetin karşılığı bismillahtır zaten. Allah Rabb' inin ismiyle oku deyince kulun diyeceği de bismillah. Allah'ın ismiyle, O'nun esmasıyla, O'nun kavramlarıyla, O'nun yasalarıyla, O'nun kitabıyla, O'nun ayetleriyle. Dolayısıyla bunlar düzeltilmedikçe nesil düzelmeyecektir. Allah adına yemin edilecek. Amentü billah denecek. Allah adına ant içme yapılacak. Vekiller başta Allah adına yemin edecek, Allah'a iman edecek, nesil öyle kurtulacak. Bu İsa (as) adına da yemin edilse, İsa (as) adına da okunsa veya atalar adına da yemin edilse, atalar adına da okunsa, yani din adamı adına da yapılsa, devlet adamı adına da yapılsa bu yanlıştır.  Bu nesile zulümdür. Bu halka zulümdür. Nasıl Rabb'i eğitim, halkın hakkıysa "en temel hakkıdır." Temel insan hakları deniyorya. En temel insan hakkı, Rabbi Eğitim almaktır. Çünkü Allah'ın en büyük nimeti Vahyidir, Kur'an'ıdır, Dinidir. O nimetten istifade edilmezse diğer nimetler de çarçur edilir. En temel insan hakkı budur. Bu hak gasp edilemez. 
 
           Devletin de halka karşı, nesile karşı en büyük vazifesi; Rabb'i eğitim vermektir. Halk bunu elde edemiyorsa demek ki,  hakkını yeterince talep etmiyor demektir. Devlet de böyle bir eğitim vermiyorsa görevini yapmıyor demektir. Bu görevi talep edilmesi ve bu görevin hatırlatılması icap eder. Sınıfların kıblesinde Allah'ın isminin olması. Bu çocuklar ne ananın, ne babanın, ne devletin. Hepsini Allah yarattı, Allah'ın. Hiçbir kimse de onlara gelecek veremeyecek. Onların gelecekleri de Allah'ın elinde. Öyleyse hem başka bir çıkar yol yok hem de bundan âlâsı yok. Allah'tan âlâ bir ehil, Allah'tan âlâ bir erbab yok. 
      
           Bu nesli, çocukları ve büyükleri en iyi geleceğe hazırlayacak olan Allah'tır. Öyleyse hiç kimsenin onlardan gelecekleri çalma hak ve salâhiyetleri yok.
 
        Cum'a aslında câmi veya mescit bu eğitimin merkezidir.  Nebiler, mescitlerde eğitim yapmışlardır başlangıç olarak. Sadece bir ritüele dönüşmüş Kur'an'da nüsuk diye geçen ibadetlerin icra edildiği bir alan değildir. Beş vakit salâ, cuma da bu okumanın sadece bir ictimasıdır. Aslı Rabbi bir okumadır. Dolayısıyla mescitler, medresedir. Mekteptir, okuldur, Kur'an okuludur. Cami merkezli. Onun için şu mevsimde diyoruz ki Kurban mevsiminde, Rabb'e yaklaşma mevsiminde Kur'an okullarına, mescitlere koşun. Ama mescitlerin içi de okullar gibi başka türlü doldurulmuş olabilir. Hatta şu anda birileri diyor ki ben cami yapacağıma okul yapayım. Al birini vur ötekine. Niye? Çünkü câmiler Kur'an mektebi olmaktan çıkıyor. Okullar zaten çıkmış. Okulların gıblesinde Allah'ın ismi var mı? Efendim okullara girerken Allah'a saygı duruşu yapılarak kıyam edilerek mi giriliyor? Yani ilâhi bir mâbet mi, yoksa puthane mi? İşler karışmış. Dolayısıyla bu şekilde hayır yapayım, okul yapayım, câmi yapayım, sorgulamaları bir yerde haklı. Ama yâni iyi de, câmi değil, mescit değil, okul yaptın, çok mu âlâ yaptın? Eğer insanlar kullara köleleştiriliyorsa sen kölelik sistemine hizmet etmiş oluyorsun. Allah'tan bir ecir bekleyemezsin bu hâliyle. Ama düzeltilirse tabii ki ne âlâ.
          
            Mescitler de bu şekilde bir okul ve mektep olmak durumunda. Cum'a günleri özellikle câmi merkezli ve cum'a merkezli. Cum'a da Rab ile randevumuzun olduğu gündür. O gün aslında eğitim günüdür. Cum'a günü Rabb'le randevulaşma günüdür. Rabb'e O'nun huzuruna gidip salâ etme, o dâvâya yaslanma ve zikir günü Allah'ı anlama günü. Allah'ı anma günü ve anladıklarıyla anlatma, yaşamanın günü. Eğitim günü. Cum'a günü dolayısıyla burası bir Kur'an mektebidir. Bir Kur'an medresesidir ve Kur'an'a koşun diyoruz. Bu mihvalde bir mescide yardım etmek, öyle bir mescit imâr etmek hiçbir okul imâr etmeye, okul yapmaya, câmi yapmaya benzemez. Çünkü orası hakikaten takva mescididir. Takva mektebidir. Rabb'e saygılı bir mekteptir. Onun bir muadili olamaz. Mescitler böyle olmak durumundadır. Câmiler böyle olmak, okullar da böyle olmak durumundadır. 
 
          Hülâsa netice itibariyle Rabb'inin adına oku. O' nun ismiyle oku. Öyle okullar, öyle mescitler bina et, öyle mescitler imâr et. Allah'tan başkasının adına okunduğu alanlara asla katkıyı katkı zannetme. Hani şu anda insanlar bazı cemaatlere yardım etti. Şu anda da pişman oldular ya. Bâzen insanlar yapıp ettiklerinden de pişman olabilir. Hatta kurban bağışlar ama bağışladığı yer nereye hizmet ediyor ona bakmak lazım. Rabb'ani bir eğitim mi? Yoksa el altından şeytana işi döndüren bir çark mı? Dolayısıyla yani bir hayır yaptım, attım olmaz. Bakacaksınız takvasına. Az da olsa takvâlı ve istikrarlı olsun. 
      
        Biz halk olarak, Rabb'ani eğitim hakkımızdır, Rabb'i eğitim hakkımızdır,  Kurani eğitim hakkımızdır ve onun diliyle, o ana dille, Kur'an diliyle eğitim haktır. Bütün Arap'ıyla, Türk'üyle, Kürt'üyle biz buna tâlip olalım. Eğer bu hakikati yakalamazsak, yakalayamazsak çocukça şeyler peşinde, senin kavmi dilin, benim dinim, benim mezhebim, senin meşrebin bu tür şeylerle oyalanıp hayatı da kaybederiz, geleceği de kaybederiz. Devletin vazifesi de budur. Bu vazifeyi de hatırlatmak icâb eder. Hem temel hak,  halkın hakkı, devletin de vazifesi.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol